bugün sözlükte bi başlığa rastladım, uzak mesafe ilişkisiyle ilgili kavramlar. başlangıç olarak kimsenin bu durumda kalmamasını dilediğimi belirtmeliyim. bazı zorunluluklardan dolayı araya kilometreler girebiliyor bazen; ama işte tam da o kilometreler o ilişkinin sonu oluyor.
belki vardır, karşı çıkan olacaktır, “valla biz senelerce
yaşattık aşkımızı, bak nasıl evlendik!” diyen bile vardır. evet, sizin aşkınız
dünyadaki en değerli en sıcak, en bitmeyen ve en büyük aşk. Kimsenin de başına
öylesi gelmedi.
ama ilişki dediğin tenin tene değmesini bekler. hastaysan,
başına beklenmeyi ister. darlandığında, mutsuz olduğunda bir koşu mesafesinde
olmayı gerektirir. şu yazıyı inceleyelim mesela:
4 ay boyunca gelmemesi demektir. bu 4 aydan önceki 6 ay ve yine bu 4 ay boyunca sizin gitmenizin karşılığında kendiliğinden gelmemesidir.hastalanırsınız, ameliyat olursunuz, ameliyattan ancak 2 hafta sonra gelir.sebep? ailenizle görüşmek istemiyormuştur. bunu da yüzünüze açık açık söyler.
4 ay içinde 1 kere, o da yalvar yakar, o da ameliyattan sonra gelmek nasıl bir şeyse,ankara-istanbul uzak mesafe ilişkisi de bazen öyle bir şeydir.
(cigerdelen, 01.03.2012 09:55)
Bu ilişkinin sorununu söylemek isteyen? kendisine de
söylemek isterim. bebeğim, o çocuk seni sevmiyor. üzgünüm ama bu böyle. bazen kabullenmek
gerekiyor ama göremeyecek kadar kör olduktan sonra fark etmen bile mümkün
olmuyor ki, sen de haklısın..
üstelik ben kendimi yüz yüze anlatmakta bu kadar
zorlanıyorken, telefonda kendimi, özlemimi, sinirimi, mutluluğumu nasıl
paylaşayım? mutlu bir haber aldığımda kimin boynuna sarılayım, üzüntüden
geberirken kime ağlayayım, pmsdeyken kime çemkireyim. telefondan çemkir de gör
o ilişkinin gidişatını.
ayh.. sanırım bu
konuda çok keskin ve duygusuzum. aslında deneyimliyim, ondan.
günün olayı:
‘bi şeyi de beğen’ciler ve ‘götüm gibi yae’ciler arasında gidip gelen yorum çığları arasından şuna çok güldüm :))
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder