14 Mart 2012 Çarşamba

çokilginçyemekler.com

evet, duyar gibiyim. iyice yemek blogu oldu buralar.

hafta içi akşam eve geldiğimde genel olarak hiç bir şey yapmak istemiyorum.bu da beni dışardan yemeye teşvik ediyordu. -du diyorum, nitekim tüüüm anaç hislerimle artık hafta sonundan hafta içine yemek hazırlıyorum. bir iki kez köfte yoğurup buzluğa koydum. değişik tavuk hazırlamak son favorim. ya da en basiti dilim somon alıp marine ediyorum. gerçi onu yine pişirmek hafta içine kalıyor.

bu sebeple ikide bir de farklı tavuk türleri deniyorum. diyette olduğum için, genelde yağ kulanmıyorum. zaten tavuk etinde bulunan yağ pişirme ve vücut gereksinimi için yeterli imiş. ama yine de lezzet katması için konulabilir. hadi izin verdim.

bu hafta cajun soslu tavuk denedim.

cajun soslu diyorum coolmuş gibi oluyor tavuğu:




- kuşbaşı tavuk göğüslerini yağlı sütte, cajun sosu ile marine ediyorum. fazla bekletmiyorum, tavuk çabuk bakteri üretir.


- sonra tavada julyen kesilmiş biberleri çeviriyorum. kavurma gibi. yağsız tabi. bi süre sonra ateşten alıyorum.


- tavukları süzüp, önce suyunu verip sonra çekinceye kadar ateşte çevirdim. sonra 2-3 tatlı kaşığı cajun ekledim. sonra biberleri. baya bi kavurdum. ne kadar kavrulursa tavuğun o haşlama gibi olan tadı azalıyor. en son biraz soya sosu ekledim ki çok kuru olmasın, ayrıca tuzu da yerine gelsin.


hafta içi bu karışımı mikrodalgada ısıtıp yalnız ya da salata üzerinde yiyorum.


----------------------------------------------------------------------------------
salata demişken, değinmek istediğim bir kaç nokta var.



- ofis kankitom, biricik çalışma arkadaşım, iskenderunlu idil'in bana lütfu olan nar ekşisi, piyasada bulunan nar ekşisi soslarından epeyce farklı. piyasadaki "nar ekşisi sosları" glikoz ve şeker gibi ek maddeler içerirken, gerçek nar ekşisi adı gibi ekşi. nar ekşisi soslarındaki o tatlı-ekşi yapay lezzet yok yani. önerim, böyle bir ürün bulabilirseniz- ki web sitesi yapım aşamasında ama kargolayabiliyorlar adınıza- mutlaka denemeniz. o ağzı buran ekşi tat, i-na-nıl-maz. salataya mutlaka bundan koyuyorum.


- elma sirkesi ya da balzamik sirke düz sirke yerine tercih ettiğim ürünler. zevk meselesi. nar ekşisinden sonra daha da keskin bir lezzet oluyor salatada.




markası burada belli olmamış ama victorinox.
evet o çok ünlü çakı firması.
istanbul'da palladium the woo'da bulunuyor.
- yeşilliklerin vitamini gitmesin diye elle bölmek gerek derler.

yine de, geçen gün uzun süredir istediğim o profesyonel mutfak bıçağını alış veriş merkezinde görünce dayanamayıp aldım. solak olmam sebebiyle bugüne kadar bıçaklarda çok zorlanıyordum. bıçağın lazer ile keskinleştirilen tarafı, sağlaklara göre hesap edildiği için, ben bıçağı ters elimle kavradığımda keskinlik özelliği kayboluyordu. işte bu bıçakta o problem yok çünkü çift taraflı inceltme var. ayrıca bıçak sapı da ergonomik.

ha, elime her bıçak geçirdiğimde kendimi yaralayan ben tabi ki yine parmağımı kestim, onun kaçarı yok. üstelik baya derin bi kesik oldu. belki hızlı bi hamle ile behzat ç.'ye konu olabilirim, kesik parmak başlığı altında çıtlık parmağı kontenjanından.

bıçağı aldığım günden beri kendimi mumları bir hamlede kesen malkoçoğlu gibi hissediyorum. benim evdeki bıçaklar da sanırım süs eşyasıymış. "top chef" edasıyla takılıyorum bir haftadır.




20 yılın olayı:


t.c. yasalarına göre, 2012 mart'ı itibarıyla insan yakmak serbest. sadece 20 yıl falan kaçıyormuş gibi yapmak gerek; ama baklava çalarsanız hapse düşebilirsiniz mesela. yakmak serbest. hatta esenyurt'ta yanan işçilerin failleri bu davayı örnek gösterebilirler diye düşünüyorum.


ne diyelim hayırlısı olsun!


bu kadar neşeli ve lakayt konunun dibine bu haberleri eklememem gerekti belki ama dayanamadım. bugün okuduğum şu mükemmel köşe yazısını da önereyim ve bitireyim.


Çünkü insafı yoktur gazetelerin, faşistlerin, çivili sözlerin..."Otelin etrafını saran vatandaşlarımıza bir şey olmamıştır" diyen bir Tansu Çiller’in; "bir futbol maçında da bu kadar insan ölebilir" diyen dönemin muhalefet lideri Mesut Yılmaz’ın... Fehmi Koru, 4 Temmuz 1993’te şunları yazıyordu: “Komik hikâyelere imza atan yazar Aziz Nesin, bu defa izleri uzun yıllar kalacak bir trajedinin kahramanı oldu. Sivas”ta ilk elde 35 kişinin ölümü, çok sayıda kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan arbede, onun merkezinde bulunduğu yoğun tahriklerle meydana geldi”  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder